Orta okulu bitirmiş, liseye yeni başlamıştım. Babamın da ağrıları artmıştı. Doktorlar kalça protezi takılmasını uygun görmüşlerdi.Ameliyatlar başarısız geçti. 7 ay hastanede yattı, annem de baş ucunda refakat etti. Kardeşimle hayata dair ilk sıkıntılarımızı yaşamaya başlamıştık. Ciddi bir mücadele içine girdik. Hem okula gidiyor, hem evin işlerini görüyorduk. Anneciğim hastane ve ev arasında mekik dokuyordu. Babacığım eve döndüğünde artık yürüyemiyordu. Birkaç ameliyat daha denense de başarılı olmadı. Anneciğim aylarca yatalak olan babama baktı, egzersizlerini yaptırdı.
Anneme bakarken bir kadın değil, daha başka bir varlık görürdüm. Tanıdığım en güçlü, en sağlam, en dayanıklı, en şefkatli, en sabırlı, en mükemmel eş ve en mükemmel anneydi o. Hep derim “Annem girmez ise, kimse giremez cennete”. Babamın baş ucundan bir an olsun ayrılmadan, en ağır hizmetlerini can-ı gönülden üstlenerek, üstelik tüm bu işleri yaparken bir kere bile şikayet etmeyen, çocukları etkilenmesin diye bizlere belli etmeme gayreti içinde olan bir anneydi o. Uyuduğunu görmezdim. Ne zaman uyur, ne zaman uyanırdı hiç anlamadım.
En nihayetinde ancak koltuk değnekleri ile ev içinde yürüyecek konuma gelebildi babam. Hamd ettik.
Seneler böyle geçti gitti. Kardeşimle yetiştik, annemize desteğimiz arttı, bir arada mutluyduk fakat babam evin içinde geçiriyordu senelerini, dışarıya çıkamıyordu bunun için kederliydik.
Gençlik tabi… Babamın bu sıkıntıları beni üzüyor, Allah neden bu derdi verdi babama diye isyan ediyordum. Babacığım beni teselli ediyor, sabrı öğütlüyor, isyan etmiyor, şikayet etmiyor, her inişin bir çıkışı vardır, bu günlerde elbet biter diye avutuyordu.
10 sene gibi bir zaman geçti. Bir gece babam evde düştü, kalçasını kırdı. Her şey bitti demiştik. Her şey bitti ve babam bir daha asla ayağa kalkamayacak sanmıştık. Kabus sandığımız o gece meğer rahmetmiş de haberimiz yok. Doktorlar incelemelerini yaptılar ve yeni bir sistemin uygulanabileceğini , eskisinden daha iyi olacağını söylediler. Şaşkınlık içindeydik. Gerçekten de ameliyat başarılı geçti. 1 sene sonra diğer bacağından da ameliyat edildi ve babam tek baston ile yürüyecek duruma geldi.
İşte demişti babam…”İşte kızım musibet sandığımız bazı olaylarda nice hayırlar gizlidir de bizler göremeyiz”.
Annem de tüm bu güzellikleri babamın senelerce sabretmesine bağlamıştı. Haklıydı.
“Hak şerleri hayreyler,
Sen sanma ki gayreyler,
Ârif ânı seyr eyler.
Mevlâ görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.
Sen Hakk’a tevekkül ol,
Tefviz et ve rahat bul,
Sabreyle ve râzı ol
Mevlâ görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.”
İbrahim hakkı Hazretleri
Bir yanıt yazın