Aziz Mahmut Büyürken

“Mehmet Akif Erdoğan” ı tanıyor musunuz ? :)

[dailymotion id=xl4xdy]

 

“Mehmet Akif Erdoğan” ı tanıyor musunuz?

Yıl 2009. Aziz anaokuluna gidiyor. 5 yaşında.

İstiklal marşını ezberlemiş ve bize okuyor.

Ufak tefek hataları, anneannemizin verdiği coşku ve final 🙂

Bu arada “her güzel şeyi yapan Allah’ tır”  fikrinden dolayı bir ara ağzında Allah lazfı çıkacak gibi oluyorken toparlıyor 🙂

Evlenmeliyim

Anne sorar :
– Seni evlendirmeyeceğim . Sende beni çok seviyorsun ya, evlenme. Böylece hiç ayrılmayız.

Aziz:

– Ama ama…

– Ama yok işte, nolcak evlenme.
-Ama anne bak ! Herkez senin gibi yapsa, kimse evlenmese, şu an yaşayan insanlar ölse ve kimse evlenmediği için yeni çocuklar dünyaya gelmese ne olu?
-Ne olur ki?
-İnsanlık yok olur.
-Bak seeennn?
– işte ondan dolayı evlenmem lazım 😀

Soru : Özgeçmişimizde hangi bilgi olmaz?

Aziz tatil kitabını çalışmaktadır.

Malum… Okulların açılmasına az bir zaman kalmıştır ve Aziz tatil kitabını hala bitirmemiştir.

Bu kitabı bitirmeden 2. sınıfa kabul edilmeyeceğini düşünen çocuk ,   sarılmıştır kitabına ve “ya bitiremezsem” endişesi içindedir.

Testte bir soru çıkar karşısına :

“Özgeçmişimizde hangi bilgi olmaz?”

– Anne, özgeçmiş nedir?

Anne yanıtlamaz hemen, oğlunun cevabını merak etmektedir.

-Sence ne olabilir?

-Hani böyle özümüzden geçen bir  şeydir. Yani  özden geçen bir duygu. Özgeçmişimizi biz  hep yanımızda taşırız ve özgeçmişimiz içimizde çizilmiştir.

🙂

Bu harika cevap üzerine anne özgeçmişi anlatır. Ve testin doğru cevabı bulunur :

“Babamızın mesleği”

Cıstak cıstak

Bu akşam üstü annem ve oğlum işyerime geldiler. Eve beraber gidelim istemişler. Ne güzel 🙂

Dönüş yolunda hali ile otomobilin camlarını kapattım. Aziz bundan hoşlanmasa da ses çıkarmadı. Kuralları biliyor. Fakat dayanamıyor, birşey demesi lazım…

Bir müddet ilerledikten sonra :

-Annecim ben evlendiğim zaman hemen çocuğum olmasın istiyorum. Araba kullanırken , eşim yanımdaki koltukta oturacak, ben açacağım bütün camları, cd ye de “haydi bastır” yada “fark var” şarkısını koyacağım ! Cıstak cıstak gideceğim. Rüzgar füfür füfüüüürrr esecek.

– Ah ah hayallere bak

(anneannemiz bu arada basar kahkahayı)

Ben:

-Peki bu konunun çocuk ile alakası nedir? Neden hemen çocuk istemiyorsun küçük bey?

– Çünküüüü çocuk olursa camı falan açamam

-Neden?

-Camdan sarkarlar, rüzgar onları hasta eder diye dedim.

-Aman da aman

– Gülmeyin yaaa 😀

Gelecek Endişesi

Aziz 4-5 yaşlarındadır.

Yatmaya hazırlanırken annesi ona yardım etmektedir.

Aziz:

-Annecim sen benimle ne çok ilgileniyorsuuunnn, benim için yoruluyorsuunnn, sen ne tatlı bir annesin.

-Tabi ilgileneceğim oğlum, sen benim birtanemsin, büyüyorsun, öğreniyorsun. Kendi kendine yetince artık işlerini sen yapacaksın

-Sen de yaşlanıp dedem gibi gücün azaldığında ben yardım edeceğim sana

-Ah bir tanecim benim, canım yavrum.

Aziz in birden bire çehresi değişir, yüzü asılır, ağlamaklı bir sesle:

-Yaa ben napıcaaammm

-Ne oldu? !

-Sen yaşlanınca ben bakacağım sana ama benim çocuğum yok ki, ya ben yaşlandığımda bana kim bakacak? Napıcam o zaman ben, hee söyle bana napıcam ben ? 🙁 üüüüüüğğğüüüüüüü

– :S

Normal olarak Aziz’in gelecek endişesini çok yersiz, komik ve çocukça bulmuştum. Hatta eşimle gülüşmüştük. Ancak durup üçüncü bir gözmüş gibi dışardan baktığımda yetişkin insanlar olan bizlerin de yarınlar için taşıdığımız endişelerin ne manasız olduğunu fark ettim. Çocukça bulsak da sıklıkla yaptığımız şeylerden biri…