Bu sabah sevgili Nurhayat’tan gelen mail…
Bana çok tesir etti.
Bir gölün üzerinde tutunduğu iki bitkinin dallarıyla dengesini sağlayan ve su içen kuş objektiflere tam da o anda yakalandı. Hollandalı fotoğrafçı Edwin Kats tarafından farkedilen kuşun bu hareketi görenler tarafından tek kelime ile akıllıca olarak nitelendirildi. Sazlıklarda bulunan kuşları izlerken bu görüntüyü yakalayan fotoğrafçı yaklaşık 4 aydır göl çevresinde vermiş olduğu çalışmaların sonucunu da bu kare ile adeta almış oldu.
Beylikdüzü Koçtaş’da çalışan güvenlik görevlilerini tebrik ediyorum. Dün Koçtaş’ta işim vardı ve evde sıkılan hasta babamı da götürdüm. Otoparktan itibaren babamla olan alakaları memnuniyet vericiydi. Keyifli bir alışveriş oldu. Aracımıza kadar tekerlekli sandalye getirdikleri gibi yine babamı araca kadar yerleştirip uğurladılar. Hallerinde de görevlerinin çok dışında bir ilgi, şefkat vardı.
Teşekkürler
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer tarafından yayımlanan genelgeye göre, okul kantinlerinde gazlı-kolalı içecekler ve cips satışı yapılmayacakmış
Bakanlığa bağlı örgün ve yaygın eğitim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin güvenli, sağlıklı beslenme bilinci kazanmalarına katkı sağlamak, olabilecek gıda zehirlenmeleri, bulaşıcı hastalıklar, yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı hastalıklar ile şişmanlığı önlemek amacıyla yayımlanan genelgeyle, ”Eğitim kurumlarının, yatılı veya pansiyonlu yemekhaneleri dahil olmak üzere kantinleri, çay ocakları, büfeleri vb. yerlerde çocukların dengesiz beslenmesine, şişmanlığa (obezite) neden olabileceğinden, doğal maden suları hariç, enerji yoğunluğu yüksek, besin değeri düşük olan (enerji içecekleri, gazlı, aromalı ve kolalı içecekler) ile kızartma ve cipslerin satışları yapılmayacak, otomatik satış yapan makineler de bulundurulmayacaktır. Bunların yerine Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından üretim veya ithalat izni bulunan süt, ayran, yoğurt, meyve suyu, taze sıkılmış meyve suyu ve tane ile satışı yapılabilen meyve bulundurulacaktır” şeklinde değiştirildi.
*******************************************************
Alınan bu kararı destekliyorum.
Geç kalınmış olsa da yavrularımız -en azından- bundan sonra abur cubur ile temaslarını azaltacaklar.
Ve acilen ! Tüm okullarda sağlık bölümü, revir, hemşire olması için Milli Eğitim Bakanlığı yada Sağlık Bakanlığı harekete geçmelidir.
50 kişiden fazla çalışanı olan iş yerlerinde hekim bulundurma zorunluluğu getirilmişken, binlerce öğrencinin bulunduğu devlet okullarımızda sağlık personelinin olmaması akıl alır gibi değil.
Merdivenlerden inişleri, bahçede koşuşturmaları her an bir kazaya gebe…
Okula gönderdiğim çocuğumun sürekli kullanığı bir ilacı var ise bunu ilgili hemşireye teslim etmeli ve saati geldiğinde verileceğini bilmeliyim. Doğru olanı bu !
Geç kalınmadan uygulamaya alınmalıdır.
http://youtu.be/rMkn4J_l9uU
Stanford Üniversitesi’nden Prof. Walter Mischel’in yaptığı araştırmayı okuduktan sonra insanın “sanki orucu anlatmaya çalışmış” diyesi geliyor.
Bir grup çocuğu tek tek bir odaya alıp, masalarının üstüne bir lokum koyan Prof. Mischel, “Ben şimdi dışarı çıkıyorum. Bu lokumu yemek istersen, yiyebilirsin. Ama ben dönünceye kadar bu lokumu yemezsen, sana bir lokum daha vereceğim” dedikten sonra, araştırmasının sonunda görüyor ki, çocukların yaklaşık yüzde 70’i bekleyememiş ve lokumu yemişler.
Prof. Walter Mischel yıllar sonra, her biri yetişkin birey haline gelen bu çocukları bulup tek tek hayatlarını inceliyor ve çok ilginç bir şey keşfediyor. O gün önlerine konulan lokumu yemeyen çocukların, sonraki eğitim yaşamlarında başarılı birer öğrenci olmakla kalmadıklarını, lokumu yiyenlere göre çok daha iyi okullara gittiklerini, mesleki yaşamlarında çok daha iyi yerlere geldiklerini ve diğer arkadaşlarına göre çok daha zengin olduklarını da görüyor.
İnsanın önünde duran bir lokumu sabredip yememesi ile, kazanmaya çalıştığı bu otokontrol gücü sayesinde sonrasında elde ettiği başarıların bir tesadüf olmadığı gerçeğinin ortaya çıkması karşısında, acaba orucun da insanlar üzerinde böyle bir etkisi olabilir mi diye akla bir soru gelmesi, çok da aykırı bir yorum olur mu dersiniz?
Prof.Osman Özsoy