Yaşamak »
Mümin; ahirete inanmakla kalmaz; ahireti, bugünkü gerçeği bilerek yaşar dünyasını. Mümin sonsuzluğun gelmesini bekliyor değildir; sonunun sonsuzluk olduğu bilinciyle katılır “şimdi”ye. Sonsuzluk bilinciyle renk katar “bugün”e. Ahireti “şimdi”nin zevki eyler. Derin alır nefesini. Sonsuza açar ân’ın kanatlarını.
İşte bu yüzden, bir mümin eylemlerinin kıymetini dünyadaki sonuçlara göre değerlendiririm. Meyveyi dünyada toplamaya kalkmaz. Sonuçsuz işleri boş görmez; o sonuca giden yolda yürüme inceliğini sonucun kendisi bilir. Sebeplerle meşguliyetini sonucu elde edip etmemeye göre ayarlamaz. “Bak, Allah’ım, kabul edeceksen dua edeyim; etmeyeceksen boşuna yorma beni!” diyen faydacı anlayışa teslim olmaz. Eyleminin dünyadaki sonucunu değil sadece; ahiretteki izdüşümünü “meyve” bilir. Çabasının kalitesini başarıya endekslemez, çabalayarak Allah’ın rahmet kapısını çaldığını bilerek, çabanın kendisini başarı bilir. Duasını kabul edilip edilmediğine göre tartmaz, dua ediyor olmayı “en güzel kabul” bilir.
Senai DEMİRCİ
Bir yanıt yazın