çocuklar

Peygamber Efendimiz ve Çocuklar

Peygamberimiz bir gün namaz kılıyordu. Secdede çok uzun kaldı. Vahiy mi geldi diye Sahabeler merak etti. Peygamberimiz namazı bitirdi. Secdede niçin uzun kaldığını merak eden sahabelere meraklarını giderici şu açıklamayı yaptı: “Oğullarım sırtıma binmiştiler ya, acele edip oyunlarını bozmak istemedim”
Bizler ise, yaramazlık yaparlar diye, çocukları özellikle camiye götürmeyiz. Çocukla beraber oyun oynarken, çocuk için en güzel bir anda onu orada bırakıp; “namaza gidiyorum” deriz. Hâlbuki peygamberimiz, Umame omzundayken namaza başlar secdeye gittiğinde çocuğu indirir, kalktığı zaman tekrar omzuna alırdı.

Bir düğünde

krisallbrightphotography

“Zaman biriktirir çocuklar” demişti bilgenin biri

“Sonu ne zaman gelecek belli olmayan, bir zaman biriktiriyor çocuklar”.

Kuğu gibi bir gelin

Her gelin gibi güzel ve güleç

Etrafında küçük kız çocukları,

İçlerinden bir küçük kız..

Parmağına doladığı kurdeleyi ağzına sokmuş, kurdele sırılsıklam olmuş, ayakları paytak duruyor, üzerinde pembe, üç kat etekli bir elbise, saçları taranıp tokalanmış, omuzları düşük, çorabı bileğinde toplanmış.

Kim bilir hangi hayallerle bakıyor gelin kıza.

Yaklaşıp yanına kulağına fısıldıyorum

“bir gün sende gelin olacaksın, tıpkı bu gelin gibi çok güzel, melek gibi…”.

Bir mahcubiyet ve utanç hali ile başını öne eğiyor, elini ağzından çekiyor, gözlerini yerden alıp gözlerime bakıyor ve gülümsüyor.

Merasim sırasında sık göz göze geliyoruz. Kalabalığın içinde tanımadığı beni arıyor gözleri, yine gülümsüyoruz.

**

Çocukların fotoğraflarını çekiyorum

Şarkı söylerlerken

Dans eder yada düşerlerken….

Akrabalar makinemin önünde poza dururlarken,  gözlerim kendince oyunlara dalmış çocuklara dalıyor.

Suni haldeki büyük insan pozlarından çok, tüm doğal halleri ile uçuşan çocukların resimlerini çekmek bana daha doğru geliyor.

Gözlerim , ne olduğunu anlayamayan 10 aylık oğluma takılıyor.

El çırpışlarına gülümsüyorum, babaannesinin kucağında duramayışına,

“Bıraksalar da beni dalsam oynayan çocukların arasına” der gibi haline tebessüm ediyorum. Onu da alıyorum kameramın içine….

Şükrediyorum Rabbime…

Çocukluğumu yeniden çocuğumla yaşama şansını bana tattırdığı için

Kucağıma alıyorum, doluyor kollarını boynuma,…

Kokluyorum….

Doyabilmek ne mümkün….

Rana ÇOLAK

04/temmuz/ 2005

Çocuklar ve Sabah Namazı

 

 

Eskiden alimler sabah namazına kalkınca, çocukları kaç aylık yada kaç yaşında olursa olsun, yanına gider çocuğun burnundan hafifçe sıkar, evladına dua eder, sonra da namaza gider yada namaz sonrası yatarmış.

Her gün sabah namazı vaktinde burnu sıkılarak, uykusuna hafif bir “sekte” vurulan çocuğun sabah namazına kalkma alışkanlığı kazanması çok daha kolaydır.