mektup

Süleymaniye Camisindeki Mektup

Birkaç yıl önce Süleymaniye Cami’sinin yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalması üzerine en yetkin mimar ve mühendislerden oluşan bir ekip, camiinin bütün yükünü taşıyan kemerleri incelemeye aldı.

Kemerlerin içinde gizli bir bölme ekibin dikkatini çekti.

Bölmede, Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan Osmanlıca bir mektup vardı. Mektup’ta şöyle yazıyordu:

“Bu notu bulduğunuza göre kemerlerden birinin kilit taşı aşındı ve nasıl değiştirileceğini bilmiyorsunuz.”

Koca Sinan kademe kademe kilit taşının nasıl değiştirileceğini anlatıyordu. Heyet, Sinan’ın söylediklerini aynen uyguladı. Süleymaniye Camii böylelikle kurtarıldı. Bu not şimdi Topkapı Sarayı’nda saklanıyor.

Asırlar önceki bu incelik ve feraset, umarız günümüz mimarlarına ve müteahhitlerine örnek olur da, depremlerde bunca kayba neden olunmaz.

Annesine mektup

Annem

Annem güzel annem

Sini ne kadar çok sevdiğimi bilemezsin

Senin ne güzel kalbin var

Sevgiler

Aziz

Pazar sabahı oğlum erken kalkmış ve bana bu resmi çizmiş.

Yanağımda öpücükle , yastığımda bu resimle uyandım.

Resimde güneşli ve mavi bulutlu bir gökyüzü, bahçesinde meyve ağaçları ve kırmızı üstü açık otomobili, çatısının üzerinde sevgi öpücüğü olan şirin bir ev var. Ve sımsıcak satırlar…

Evin önünde oğlum ile top oynuyoruz.

Babamız vazifesini bitirince yanımıza dönecekmiş, biliyormuşuz…

Canım’ a

21/09/2006

Odanın içinde savrulmuş oyuncakların ,
Oyun çadırın devrilmiş,
Çekmecelerden dışarı çıkmış eşyaların.
Kamyonetinin damperi bir yanda, kendisi öte yanda
Çoraplarını çıkartmış atmışsın bir köşeye,

Pelus ayının altından görüyorum mavi papuçlarını.
Eğilip alıyorum
Minicik…
Diğer tekini bulmak için epeyce zaman harcıyorum

Uykuya dalalı daha birkaç dakika oldu ama
Ben elimdeki papuçlarına bakıp,  seni ne çok özlediğimi düşünerek ağlıyorum.

Sen uyuyorsun mışıl mışıl yatağında
Yorganın altından pamuk ayağın çıkmış
Bir elimdeki papuca, birde ayağına bakıyorum
Öyle güzelsin ki….

İnsan yanındakine de hasret duyarmış
“Keşke uyusa da erkenden, evi toplayabilsem” diye çabalıyorum
Halbuki sen uyuduktan sonra da işte böyle yatağının baş ucunda seni seyre dalıyorum.

Geceleri seni uyutmaya çalışırken ellerini boynuma dolamana, yüzümü okşamana doyamıyorum. “Hep benim miniciğim olarak kalsa” diyorum. Hep elleri arasa beni, gözleri takip etse şimdiki gibi. Karşısında beni gördüğü anda sevinçten zıplaşa, sinirlenip bağırdığımda bile bacaklarıma sarılsa. Hep benim minik oğlum olarak kalsa….

Oysa büyüyüp kocaman adam olmanı ne çok istiyorum.

Her haylazlığının sonunda “ah bir büyüse” diyorum
Her yeni yaşında, bir sonraki yaş döneminde daha aklı başında olacağının hayallerini kuruyorum.

Yine de, önceki yılarla ait resimlerine bakıp o dönemlerinin ne çabuk geçtiğini düşünüyorum

Evet…Zaman çok çabuk geçiyor
Her şey dün gibi
Babanla tanışmamız, hızla evliliğimiz, senin aramıza katılışın ve 2 yasını geride bırakışımız
Dün gibi…
Hiçbir kadın yaşlanmayı sevmez, ama senin büyüdüğünü göreceğim diye yaslanmayı istiyorum ben.

Annenim…
Bil ki seni en çok sevenim

Koca adam olduğunda
Seni şöyle karşıma alıp
Boyuna poşuna bakıp
Alnından öpmeyi
OĞLUM diyeceğim günü özlemle bekliyorum

Rana Çolak