Halıcıoğlundan sütlüce ye geçen küçük tünel…
Her geçişte gözümde canlanır hatırladığım ilk korkum, yüreğimde hala aynı duruyor.
Küçük adımlarımla babamdan birkaç adım önde yürüyorum,
Babaannemin Bademlikteki evine gidiyoruz.
O kadar heyecanlıyım ki hoplaya zıplaya ilerlerken babamın elini tutmuyor olmamın verdiği bir marifet hissi içimdeki…
Biliyorum ki babam birkaç adım gerimde gelmekte, yine de özgürlüğün yanında güven de arıyorum.
O küçük tünel bana upuzun gelirken, yanımdan geçen ve beni otobuslerden ayıran tel kafes…
Otobüslerin sesleri kulaklarıma doluyor, şiddeti eteklerimi uçuruyor….
Kaldırımdaki çizgilere basmadan yürümeye çalışan bir çocuktum o zamanlarda da. Hoplaya zıplaya ilerliyorum. Derken…
Arkamı dönüp babama bakmak geliyor aklıma.
Yok…!
Tek başımayım
Yalnızım
Ne yapacağım ben ?
Nerede babam?
Hızla geriye doğru koşmaya başlıyorum
Tünel bitmeyen mesafe…
Ve babam saklandığı yerden tatlı gülümsemesi ile çıkıyor.
Bacaklarına sarılıyorum…
İyi ki varsın.
Rana Çolak